ödünç almak ne demek?
- Ödünçlemek, borç almak.
Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu.
F. R. Atay - Borrow, raise a loan, take on loan.
ödünç alan
- Borç para alan kişi.
- Borrower.
- Emprunteur
ödünç ayırcası
- Konut bankalarınca özel olarak kurulan ve konut edinmek isteyenlere kolay koşullarla ödünç vermekte kullanılan ayırca.
almak
- Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
- Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.
- Birlikte götürmek.
- Satın almak
- Ele geçirmek, fethetmek
- İçine sığmak.
- Kabul etmek.
- Kendine ulaştırılmak, iletilmek.
- Bk. çevirmek
- Take.