çan ağızlı ne demek?
- Bell mouthed.
bell
- Yaş etmek. Islatmak.
- Çıngırak veya zil takmak
- Böğürmek, bağırmak (geyikb.)
- Çan şekline girmek
- Kösnüme devresinde geyiklerin çıkardlığı ses, böğürme
- Çan, kampana
- Çan şeklinde herhangi bir şey
- Zil, sıngırak
- Gemide saati belirtmek için çanın vuruş sayısı
- Böğürmek, bağırmak (geyik vb.)
çan
- İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana
çan biçiminde cam kılıf
- Cloche.
ağızlı
- Ağzı herhangi bir biçimde olan.
- Mouthed.
- Stomatous
- Stomatic
Türetilmiş Kelimeler (bis)
çançan biçiminde cam kılıfçan biçiminde şapkaçan ciceğigillerçan çalarak çağırmakçan çalmaçan çalmakçan çançan çan etmekçan çiçeğiÇAçabaçaba gerektirmeyençaba göstermekçaba harcaağızlıağızlıkağızlık takmakağızlıkçıağızlıkçılıkağızlıkeğrisiağızlıklıağızlakağızlamaağızlamakağızlandırmaağızlaşmaağızağız açıklığıağız açınığıağız açısıağız açısı atardamarı