çıkar yol ne demek?
- Güç durumlarda insanı başarıya ulaştıran, kurtaran davranış, çözüm yolu, çare
Bu kadar doğru bir istekle kendine bir çıkar yol bulmaya çalışarak karşıma gelmiş olan kızı, soğutup kırmak işime gelmedi.
M. Ş. Esendal - Solution, egress, expedience, expediency, handle, out, way out.
çıkar budak
- Çevresi ile bağlantısı zayıflayan ve bazı ağaç türlerinde kendiliğinden düşebilen budak türü.
çıkar çevreleri
- Vested interests.
yol
- Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik.
- Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer
- Genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
- İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer.
- Gidiş çabukluğu, hız.
- Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi
- Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik.
- Yolculuk.
- Kolcuğun veya anahtarın konumlarından her biri.
- Elektronlar, iyonlar veya moleküller gibi taneciklerin hareket ettiği iz, patika.