çıkaran ne demek?
- Bk. çıkarımcı
- Expulsive, provocative, provoking.
çıkarımcı
- Para piyasası araçları ve sermaye piyasası araçlarını çıkarma ve/veya para basma yetkisine sahip kuruluşlar.
- Issuer.
çıkar
- Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
- Menfaat.
- Self.
- Capital.
- Expedience.
- Expediency.
- Grist to the mill.
- Number one.
- Stake.
- Convenience.
çıkar budak
- Çevresi ile bağlantısı zayıflayan ve bazı ağaç türlerinde kendiliğinden düşebilen budak türü.