çöpçatan çatmak ne demek?
- Kısmet olmak
kısmet
- Şayi olan hisseyi tayin etme belirtme.
- Taksim etmek.
- Bahşetmek.
- "Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz" anlamlarında bir seslenme sözü.
- Tanrının her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip.
- Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu.
- Talih, kader, şans.
- Evlenme talihi.
- Bölme, pay etme, hisselere ayırma.
- Kader.
çöpçatan
- Evlenmelerde aracılık eden kimse.
- Kimin kiminle evleneceğini önceden kararlaştırıp gerçekleştirdiğine inanılan manevi güç.
- Matchmaker.
- Go-between.
- Marriage broker.
- Arranger of marriage.
çöpçatanlık
- Çöpçatanın işi
- Matchmaking.
çatmak
- Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak
- Kereste vb.ni birbirine tutturmak.
- Bir şeyi yapmak için gerekli parçaları bir araya getirmek
- Yükü hayvana iki yanlı yüklemek.
- Başa yemeni, çatkı, yazma vb.ni bağlamak.
- Kaşı, yüzü sertlik, öfke bildiren bir duruma sokmak
- Üzücü, kızdırıcı veya şaşırtıcı olaylarla karşılaşmak
- Yazıyla veya sözle sataşmak
- Bk. çatmak
- Mobilyayı meydana getiren elemanları birleştirme işlemi.