kısmet ne demek?
Kökeni: Arapça
- "Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz" anlamlarında bir seslenme sözü.
- Tanrının her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip.
Kısmet ise gelir Hint'ten Yemen'den, kısmet değilse ne gelir elden?
Atasözü - Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu.
- Şayi olan hisseyi tayin etme belirtme.
- Bölme, pay etme, hisselere ayırma.
- Bölmek ve ayırmak.
- Talih, kader, şans.
- Taksim etmek.
- Evlenme talihi.
- Bahşetmek.
- Kader.
Destiny.
Fate.
Chance.
Fortune.
Kismet.
Fatality.
Inning.
Innings.
Moira.
Portion.
Predestination.
Shot.
Foreordination.
Luck.
Chance of marriage for a girl.
Match.
Chance of marriage.
Lottery.
kısmet ağacı
- Bütün sıcak ülkelerde sık rastlanan tırmanıcı ve iri gövdeli ağaç (Clerodendron).
kısmet beklemek
- Evlenmeyi, evleneceği kimseyi beklemek.