çatmak ne demek?
- Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak
Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var.
F. R. Atay - Kereste vb.ni birbirine tutturmak.
- Bir şeyi yapmak için gerekli parçaları bir araya getirmek
Koca bir nahiye titreştik, odunsuz yattık / O büyük mektebi gördün ya, kışın biz çattık.
M. A. Ersoy - Yükü hayvana iki yanlı yüklemek.
- Başa yemeni, çatkı, yazma vb.ni bağlamak.
- Kaşı, yüzü sertlik, öfke bildiren bir duruma sokmak
Komiser o yana doğru geldiğinden polis kaşlarını çattı.
H. Taner - Üzücü, kızdırıcı veya şaşırtıcı olaylarla karşılaşmak
Hacı Mustafa bağırıyor, ömründe böyle bir işe çatmadığını söylüyordu.
R. H. Karay - Yazıyla veya sözle sataşmak
Böyle söyler de sonra yemek biraz azca çıkarsa yahut pek düzgün olmasa aşçıya çatacak gibi olur.
M. Ş. Esendal - Bk. çatmak
- Mobilyayı meydana getiren elemanları birleştirme işlemi.
- Fall foul of.
- Attack.
- Jump at.
- Jump on.
- Run against.
- Walk into.
- Be up against.
- Lash into.
- Wrinkle.
- Wrinkle up.
- Knit.
- Slap.
- To stack.
- To pile.
- To baste together.
- To tack.
- To attack.
- To tilt at.
- To pick a quarrel with.
- To come up.
- To wrinkle.
- To knit.
- To fit together.
- To come up against a difficulty.
- To scold.
- To be cross with.
- To erect.
- To assemble.
- To join.
- To construct.
- To scarf.
- To set.
- To fix.
- To hit.
- To truss.
- To set up.
- Frame.
- Strike.
- Stack.
çatmak
- Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak
- Kereste vb.ni birbirine tutturmak.
- Bir şeyi yapmak için gerekli parçaları bir araya getirmek
- Yükü hayvana iki yanlı yüklemek.
- Başa yemeni, çatkı, yazma vb.ni bağlamak.
- Kaşı, yüzü sertlik, öfke bildiren bir duruma sokmak
- Üzücü, kızdırıcı veya şaşırtıcı olaylarla karşılaşmak
- Yazıyla veya sözle sataşmak
- Bk. çatmak
- Mobilyayı meydana getiren elemanları birleştirme işlemi.
çatma
- Provada geçici olarak bir giysiye iliştirilmiş olan parça.
- Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak yapılan yayla evi, yörük çadırı.
- Bir çeşit döşemelik kumaş
- Ahşap yapılarda ağaç iskeletin temel parçaları.
- Semerin ağaç kısmı.
- Heykel yapımında çamuru ayakta tutan tel iskelet.
- Gemilerin çarpışması.
- Çatmak işi.
- (Resim, Heykel) 1. Heykel çamurunu ayakta tutacak demir çubuk ve tel iskelet. 2. Kurşun çubuklardan yapılan camresim iskeleti.
- Çeşitli kenar biçimi, göze sayısı ve göze büyüklüğündeki ağ parçalarının kenarlarının birbirine birleştirilmesi işlemi.
çatma kaş
- Aralarında kılsız yer olmayıp birbirine kavuşmuş olan kaşlar.