yumuş ne demek?
- Hizmet buyruğu.
- İş, güç, çalışma.
hizmet
- Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma
- Görev, iş.
- Bakım, özen, ihtimam.
- Gereksinimleri karşılama ve üretildiği anda tüketilme özelliklerine sahip her türlü etkinlik.
- Birinin işini görme. Bir kimsenin hesabına veya menfaatına iş görme, bu suretle yapılan iş, vazife. Memuriyet.
- Service.
- Labor-intensive.
- Labour-intensive.
- Labour intensive.
- Duty.
yumuşa
- [yumuşamak] let upon, limber up, let loose, mellow, melt, moderate, relax, relent, soften, sweeten, unbend.
yumuşacık
- Hoşa giden, istenilen yumuşaklıkta olan, çok yumuşak olan.
- Velvety.
- Very soft.