yol yol ne demek?
- Çizgili, çizgiler biçiminde, çizgi çizgi
Dudaklarım yol yol sarı, kırmızı, mor boyalarla boyanmıştı.
R. N. Güntekin Striped, stripy.
yol yol boyayarak
Streaking
yol yordam
- Uygun olan davranış biçimi.
Convenances, rite.
yol
- Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik.
- Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer
- Genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
- İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer.
- Gidiş çabukluğu, hız.
- Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi
- Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik.
- Yolculuk.
- Kolcuğun veya anahtarın konumlarından her biri.
- Elektronlar, iyonlar veya moleküller gibi taneciklerin hareket ettiği iz, patika.