yerle bir etmek ne demek?
- Temeline kadar yok etmek, tahrip etmek.
Ali bütün karargâhı yerle bir edecek bu korkunç alete bakmak istedi.
Ö. Seyfettin - Coventrize, flatten, level, raze, raze smth. to the ground.
yerle bir etme
- Razing
yerle beraber
- Yer düzeyinde.
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yerle bir etmeyerle beraberyerle gök bir olsayerlem çatkısıyerleryerlerde sürünmekyerlere geçmekyerlere kadar eğilmekyerlere kapanmayerlere sürümekyeryer açmakyer adıyer adı bilimiyer adları bilimibirbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il verase