yapıp durmak ne demek?
- Keep on doing.
keep
- Tutmak.
- (dükkan) sahibi olmak, işletmek.
- Temelli almak, alıkoymak
- Uymak, kalmak, durmak
- Kutlamak
- Saklamak, elde tutmak, muhafaza etmek
- Bulundurmak, sağlamak, korumak, bakmak, göz kulak olmak.
- Idame etmek, sürdürmek, devam ettirmek
- Yedirip içirmek, ücretle maiyetinde tutmak
- Metres olarak tutmak
yapıp etmek
- Yapmak.
yapı
- Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat.
- Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina.
- Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme.
- Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür
- Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür.
- Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün.
- Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür.
- Kayaçların ve onların oluşturdukları katmanlarında yerkabuğu içindeki düzeni, durumu.
- Making.
- Texture.
durmak
- Hareketsiz durumda olmak
- İşlemez olmak, çalışmamak
- Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek
- Dinmek, kesilmek.
- Varlığını sürdürmek.
- Var olmak.
- Beklemek, dikilmek
- Yaşamak.
- Stop.
- Cease.