yapı ne demek?
- Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat.
- Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina.
- Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme.
- Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür
Yapısı sağlam, güzel bir erkekti.
Y. Z. Ortaç - Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür.
- Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün.
- Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür.
- Kayaçların ve onların oluşturdukları katmanlarında yerkabuğu içindeki düzeni, durumu.
- Making.
- Texture.
- Structure.
- Structural.
- Architecture.
- Being.
- Blood.
- Build.
- Building.
- Chemistry.
- Composition.
- Conformation.
- Constitution.
- Construction.
- Contexture.
- Corpus.
- Disposition.
- Edifice.
- Erection.
- Fabric.
- Fiber.
- Fibre.
- Form.
- Frame.
- Framework.
- Habit.
- Habit of body.
- Make.
- Temperament.
- Vein.
- Edifice bina.
- Structure strüktür.
- Configuration.
- Constructing.
- Physique.
- Origin.
- Framing.
- Make up.
- Structure
yapı adası
- Kentin, birbirine komşu olan, birbirini kesen dört sokağı arasında kalan ve içinden, taşıt dolaşımına açık başka bir yol geçmeyen dörtgen biçimindeki parçası.
- Building block.
- Block
yapı arabalığı
- Bir yapıda oturanların ya da çalışanların taşıtları için gerekli olan durma yerlerinin, yapının bulunduğu yerbölüm içinde sağlanması amacıyla yapının yeraltı katında, arka, yan ya da ön bahçelerinde düzenlenmiş durguluk.