yağma ne demek?
- Yağmak işi.
- Birçok kişinin zor kullanarak ele geçirdikleri malı alıp kaçması, çapul, talan
Yağma ve hırsızlıkla güvenlik ve huzuru bozmaktadır.
F. R. Atay - Akıncıların düşman topraklarına yaptıkları baskın, çapul.
- Baskın veya zor kullanarak elde edilmiş olan.
- Bk. çapul.
- Yazılı kanunlar veya toplumsal meşruiyet düzeyinde mülkiyeti kendine ait olmayan kıymetli bir eşyanın, tasarlayarak yapılan bir eylem sonucu güç, şiddet ve tehdit kullanılarak alınması.
- Booty.
- Despoilment.
- Despoliation.
- Foray.
- Loot.
- Looting.
- Pelf.
- Pillage.
- Plunder.
- Pour.
- Rapine.
- Razzia.
- Sack.
- Sacking.
- Spoil.
- Spoliation.
- Swag.
- Depredation.
- Plundering.
- Pillaging.
- Raining.
- Snowing.
- The sack.
- Pillage çapul.
- Talan.
- Pilfering.
- Dissemination.
- Latrocination.
- Raid.
yağmak
- Yağmur, kar, dolu gökten düşmek
- Toz, mermi vb. yüksekten çokça düşmek.
- Üst üste ve çok gelmek
- Hail.
- Pour.
- Rain.
- Roll in.
- Splash.
- Splatter.
- Shower.
çapul
- Yağma, talan, plaçka
- Akıncıların düşman topraklarına yaptıkları baskın.
- Böyle baskınlarda ele geçen şeyler.
- Yağma, saldırı. (Osmanlıca'da yazılışı: çapûl)
- Loot.
- Sack.
- Booty.
- Plunder.
- The sack.
- Looting.
yağma eden kimse
- Predator
yağma edilebilir
- Spoilable