yüz ne demek?
- Yüzey, satıh.
- Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat
Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor.
S. F. Abasıyanık - Kere, kat vb. kelimeler ile birlikte kullanılarak yapılan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatan söz
- Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 100, C rakamlarının adı.
- Bir şeyin görünen bölümünde kullanılan kumaş.
- On kere on, doksan dokuzdan bir artık.
- Kesici araçlarda keskin kenar.
- Bir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü.
- Yorgana ve yastığa geçirilen kılıf.
- Birinin görülegelen veya umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret.
- Nedeniyle, sebebiyle
Bu yüzden Fuat Köprülü ile çatışmaya başlamışlardı gazetelerde.
Y. Z. Ortaç - (Mimarlık) Bir yapının dışa bakan düşeyyüzeylerinin tümü. Örn. önyüz, yanyüz, arkayüz gibi.
- Bk. yan
Facade, front.
Facial.
Hundred.
Obverse.
Cast of features.
Countenance.
Dial.
Face.
Front.
Frontispiece.
Kisser.
Mien.
Phiz.
Physiognomy.
Puss.
Snoot.
Visage.
Hecto-.
Side.
Façade.
Surface.
Impudence.
Cheek.
Reverse.
Yüz the right side.
Aspect.
Favour.
Mush.
Façade
yüz açısı
Face angle
yüz akarı
- İnsanlarda özellikle yüzde ve burunda kıl folikülleri, ter bezleri ve yağ bezlerinde parazitlenen bir akar, Acarus folliculorum, folikül akarı, Demodex folliculorum.
Face mite.