yükseklerde dolaşmak ne demek?
- Elde edilmesi güç şeyler istemek.
yükseklere çıkıp birden inen heyecanlı tren
- Roller coaster.
yükseklik
- Yüksek olma durumu.
- Yükselti, irtifa.
- Geometrik biçimlerde, tabandan tepeye olan uzaklık.
- Bk. diklik
- Almaçtaki resmin düşey uzunluğu.
- Height (of image), vertical size, image height, picture height, frame height.
- Altitude.
- Elevation.
- Extent.
- Height.
dolaşmak
- Gezmek, gezinmek
- Doğru gitmeyip yolu uzatmak.
- Dönüp başka bir yönden gelmek.
- Kan, damarlarda yer değiştirmek.
- Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek.
- Bir yeri belli bir amaçla gezmek.
- Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek.
- Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek.
- Bat around.
- Go for a walk.