yüklük ne demek?
- Evlerde yatak, yorgan gibi şeyleri koymaya yarayan yer veya büyük dolap, yük, yük odası
Öbür yana dönüyor, kocaman bir yüklüğün kapısını açıyordum.
Y. K. Karaosmanoğlu - Yolcu taşıyan araçlarda yolcu yükünün konduğu kapalı ya da açık bölüm.
Closet.
Cupboard.
Container.
Wardrobe bed.
Trunk, boot.
Kofferraum
Coffre d bagages
yüklük kapağı
- Yolcu taşıyan taşıtların yük konan bölümlerini örten kapak,
Truck lid, boot lid.
Kofferdeckel
Porte de coffre
yüklü
- Yükü olan.
- Yapılacak işi çok olan.
- Çok çalışmayı gerektiren, çetin, güç, uygun.
- Çok fazla, pek çok
- Bir duyguyu, bir olguyu içinde veya üzerinde fazlaca bulunduran
- Çok sarhoş.
- Paralı, varlıklı.
- Gebe.
Fraught.
Loaded.