yüklü ne demek?
- Yükü olan.
- Yapılacak işi çok olan.
- Çok çalışmayı gerektiren, çetin, güç, uygun.
- Çok fazla, pek çok
Vurgun, yüklü olursa firar kolaylıkları hazırlanmıştır.
Ö. Seyfettin - Bir duyguyu, bir olguyu içinde veya üzerinde fazlaca bulunduran
Romanları, denemeleri hep kültürle yüklü, çok yanlı, zengindi.
H. Taner - Çok sarhoş.
- Paralı, varlıklı.
- Gebe.
Fraught.
Loaded.
Burdened.
Laden.
Charged.
Pregnant gebe.
Hamile.
Rich.
Blind drunk.
Encumbered.
Weighted.
Weighty.
yüklü empedans
Loaded impedance.
yüklü parçacık
Charged particle.