vakit dar ne demek?
- Time is pressing.
time
- Kez, defa.
- Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
- Vakit, zaman
- Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
- Saat tutmak
- Ayarlamak
- Uydurmak
- Tempo tutmak.
- Süre, müddet
- Devir, devre
vakit alan
- Timeconsuming
vakit geçir
- Luxuriate in
dar
- İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı.
- Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz
- Az, elverişsiz, sınırlı.
- Sıkıntılı
- Yetersiz.
- Güçlükle, ucu ucuna, ancak
- İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk.
- Yurt.
- Ev.
- Darağacı. İdama mahkum olanların asıldığı sehba.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
vakit alanvakit geçirvakit geçirmekvakit geçirmeye çalışmakvakit harcamakvakitvakit kaybetmedenvakit kazanmakvakit kazanmaya çalışmavakit kazanmaya çalışmakvakivakif olvakihvakilvakvak vakvak vak etmekvakavaka incelemesidardar açıdar açılı ışıklıkdar açılı ışındar açılı üçgendar açınıkdar ağızlı yılangillerdar ağızli yılangillerdar ailedar anlamda laguerre polinomudada capoda conversionda costa eritrokeratodermisida costa sendromu