uygun görmek ne demek?
- Yakışır, yaraşır görmek, elverişli bulmak.
- Approve, deem suitable, sanction, think fit, see fit.
uygun görme
- Bir eylem ya da işlemin yapılmasını yasanınuygun görmesi.
- Permission.
- Authorization.
- Concurrence.
- Discretion.
- Permission, concession
uygun görmemek
- Disapprove.
görmek
- Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek
- Anlamak, kavramak, sezmek
- Yanına gidip konuşmak.
- Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek.
- Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak
- Yapmak, etmek.
- Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak.
- Almak.
- Transact.
- Observe.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
uygun görmeuygun görmemekuygun görülemezuygun görülmemeuygun görülüruygunuygun adımuygun adım yürümekuygun adım yürüyen kimseuygun adım yürüyüşuygun adımla yürüyüşuygun biçimdeuygun bir biçimdeuygun bir dille söylemekuygun bir duruma getirilmişuyguuygulauygula liste madde ışaretiuygulamauygulama açıklamasıgörmekgörmek istiyorumgörmegörme açısıgörme alanıgörme alanının eşdeğer ışıklılığıgörme bozukluğugörgör bakgör işit araçlarıgör işit gereçlerigör ödegöbgöbbasangöbbengöbeçgöbede