görme ne demek?

  1. Görmek işi, rüyet.
  2. Göze giren ışığın doğurduğu duyumsal izlerle dış çevredeki ayrıntıların algınlanması.
  3. (en)Sight.
  4. (en)Seeing.
  5. (en)Acuity.
  6. (en)Remark.
  7. (en)Vision.
  8. (al)Sehen
  9. (fr)Vision

görmek

  1. Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek
  2. Anlamak, kavramak, sezmek
  3. Yanına gidip konuşmak.
  4. Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek.
  5. Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak
  6. Yapmak, etmek.
  7. Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak.
  8. Almak.
  9. (en)Transact.
  10. (en)Observe.

görme açısı

  1. Bir cismin iki ucundan gelen ışınları gözün görme merkezinde meydana getirdiği açı.

görme alanı

  1. Göz ve baş kımıldamadan görülebilen noktaların toplamı, bkz. bakma alanı.
  2. (en)Visual field.
  3. (al)Gesichtsfeld
  4. (fr)Champ visuel

Türetilmiş Kelimeler (bis)

görme açısıgörme alanıgörme alanının eşdeğer ışıklılığıgörme bozukluğugörme cihazigörme çaprazıgörme deliğigörme duyusugörme duyusuna aitgörme eksenigörgör bakgör işit araçlarıgör işit gereçlerigör öde
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın