usançlık getirmek ne demek?
- Iyice bıkmak, tamamen usanmak: Üzüntüyle usançlık getirip işinden soğumasın! -M. Ş. Esendal.
usançlık
- Usanma durumunda olma, bıkma.
usanç
- Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal
- Harassment.
- Boredom.
- Tedium.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.