usanç ne demek?
- Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal
Çehremde usanç alametlerinin arttığını sezen kâhya sustu.
R. H. Karay - Harassment.
- Boredom.
- Tedium.
usanç getirmek
- Usanacak duruma gelmek.
- To get bored.
usanç vermek
- Usandırmak.
- Usandırmak, bıktırmak: Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler. -F. R. Atay.
- To bore.