ummadığın taş baş yarar ne demek?
- Küçük ya da önemsiz şeyler de çoğu kez büyük etkiler yapabilir.
- Küçük veya önemsiz şeyler de çoğu kez büyük etkiler yapabilir.
taş
- Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde.
- Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş.
- Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
- Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme
- Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher.
- Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri.
- Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde.
- Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça.
- Bkz. kayaç.
- Kimyasal veya fiziksel özellikleri değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan, sert ve katı madde.
taş akıntısı
- Fiziksel yolla parçalanan irili ufaklı taşların, sarp yamaçlarda, yerçekiminin etkisiyle kayması, bkz. döküntü, döküntü yelpazesi.
- Rock fall.
- Coulée de pierre
taş
- Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde.
- Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş.
- Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
- Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme
- Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher.
- Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri.
- Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde.
- Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça.
- Bkz. kayaç.
- Kimyasal veya fiziksel özellikleri değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan, sert ve katı madde.
baş
- İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser
- Bir topluluğu yöneten kimse
- Başlangıç.
- Temel, esas
- Arazide en yüksek nokta.
- Bir şeyin genellikle toparlakça ucu
- Bir şeyin uçlarından biri
- Kasaplık hayvanlarda ve bazı yiyeceklerde adet.
- Çıban.
- İnsan vücudunun ağız, duygu organları ve beyni içine alan en ön bölgesi.