uğultu ne demek?
- Gürültülü, boğuk ve anlaşılmaz ses, uğuldama sesi
İçeride müphem, karışık bir uğultu var.
F. R. Atay - Bağlı olduğu yükseltecin topraklama sorununa bağlı olarak, gitar manyetikleri manyetik bir alandan etkilendiğinde veya tekli manyetikler kullanıldığında daha belirgin olan, ses sinyalinin verilmediği anda hoparlörden gelen uğultu.
- Seslendirmede filmdeki taneciklerden ileri gelen gürültü. Sinem./TV
- Okumada, yükselteçten ileri gelen gürültü
- Elektrik devresindeki yinelenimin seslendirme araçlarındaki gürültüsü. TV
- Televizyonda, elektriksel imin görüntüde çizgi olarak beliren etkisi.
- Background noise, ground noise, hum, humming noise, noise ripple, buzz.
- Ping.
- Babble.
- Chorus.
- Buzz.
- Murmur.
- Boom.
- Burr.
- Sough.
- Grundgeräusch, Grundrauschen, Rauschton, Brumm(ton), Eingenrauschen
- Bruit de fond (de souffle), "hum"
uğultu çizgisi
- Doğru akım devrelerindeki kent akımıyla çalışan parçalardan dolayı almaç görüntülüğünde ortaya çıkan karanlık ve aydınlık çizgiler.
- Hum bar.
- Brummstreifen
uğultu önleme bobini
- Hum bucking coil