uğuldama ne demek?
- Uğuldamak işi.
- Uğuldamak işi.
- Roaring, whistling, humming, roar, sough.
uğuldamak
- Sürekli gürültülü, boğuk ve anlaşılmaz ses çıkarmak
- Beyinde, kulakta uğultu olmak
- Bağlı olduğu yükseltecin topraklama sorununa bağlı olarak, gitar manyetikleri dış manyetik bir alandan etkilendiğinde veya tekli manyetikler kullanıldığında daha belirgin olan, ses sinyalinin verilmediği anda hoparlörden uğultu gelmesi.
- Ping.
- Sing.
- To hum.
- To buzz.
- To howl.
- To boom.
- To roar.
uğuldamak
- Sürekli gürültülü, boğuk ve anlaşılmaz ses çıkarmak
- Beyinde, kulakta uğultu olmak
- Bağlı olduğu yükseltecin topraklama sorununa bağlı olarak, gitar manyetikleri dış manyetik bir alandan etkilendiğinde veya tekli manyetikler kullanıldığında daha belirgin olan, ses sinyalinin verilmediği anda hoparlörden uğultu gelmesi.
- Ping.
- Sing.
- To hum.
- To buzz.
- To howl.
- To boom.
- To roar.
uğuldamamak
- (neg. form of uğuldamak) roar, whistle, howl, hum, buzz, sough, boom, murmur, scream, sing.