tuzla buz etmek ne demek?
- (kırılan şeyler için) onarılamayacak biçimde kırmak, paramparça etmek.
Kaldırdığı gibi pekmez çömleğini vurmuş yere, tuz buz etmiş.
R. Ilgaz - To smash to smithereens, to break to pieces.
tuzla buz olmak
- Onarılamayacak biçimde kırılmak, dağılmak, paramparça olmak.
- To be smashed to smithereens, to break to smithereens.
tuzla
- Tuzlak.
- Kıyılarda, tava denilen havuzlara deniz veya göl suyu akıtıldıktan sonra kurutularak tuz çıkarılan yer, memleha.
- Davarlara kırda tuz verilen düz, taşlık ve kayalık yerler.
- Deniz, tuzlu göl ya da tuzlu kaynaklarda tuz elde edilen yerler.
- Saltpan.
- Saltworks.
- Salt marsh.
- Salt-pan.
- Saltern.
- Salt-marsh.
buz
- Donarak katı duruma gelmiş su
- Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse).
- Yoğunluğu 0,92 g/mL, e.n. 0
- Suyun katı biçimi.
- Glacial.
- Very cold.
- Ice.
- See Buzz.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tuzla buz olmaktuzlatuzla havuzutuzlada tavatuzlaktuzlamatuzlama lahanatuzlamaktuzlamamaktuzlanmatuztuz atmatuz ayırma kabıtuz bakısıtuz banyosubuzbuz alanıbuz bacalarıbuz bacasıbuz bağlamabuz bağlamakbuz baltasibuz başlıkbuz bulutubuz çaglayanibubu abdestle daha çok namaz kılınırbu adam beni rahatsız ediyorbu akşambu akşam almam gerekiyor.