tutunma noktası ne demek?
- Foothold, footing.
tutunma
- Tutunmak işi.
- Grabbing.
- Holding on to.
- Hanging on to.
- Clinging to.
tutunma antijeni
- Parazit tarafından meydana getirilen hem konak hem de parazitte ortak olan fakat genetik olarak parazit orijinli olan antijen, eklips antijen.
- Eclipsed antigen.
nokta
- Çok küçük boyutlarda işaret, benek.
- Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret.
- Yer
- Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
- Nöbetçi bulunan yer.
- Nöbetçi, gözcü, bekçi
- Sınır, derece, radde.
- Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.).
- Uzambilgisinde tanımsız öğelerden biri.
- Belirli bir uzayın koyutlarını gerçekleyen öğelerden her biri.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tutunmatutunma antijenitutunma filizitutunmaktutunmamaktutunmaz durututunmazlıktutuntutuna tutunatutunacak yertutunantutunçtutututu alantutu bankasıtutu belgesitutu belgitinoktası noktasınanoktasına virgülüne dokunmadannoktasıznoktasız virgülsüznoktasız yazınoktasalnoktasal fonksiyonnoktasal kafesnoktasal kestirimnoktasal kirliliknoktanokta apartmannokta atışınokta bagnokta boyutu