to deal in ne demek?
- Satmak
satmak
- Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek
- Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak
- Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek
- Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek.
- Bir yolunu bularak birinden ayrılmak.
- (Tul.): Bir jestin, bir mimiğin, bir tümcenin, bir bölümcüğün altını çizmek, vurgulayıp belirtmek.
Sell.
Market.
Dispose of.
Offload.
to deal sth out
- Paylaştırmak
to deal with
- Dokunmak
deal
- Anlaşma.
- Çam tahtası, çam kerestesi.
- Pazarlık, anlaşma, mukavele
- Iş
- Miktar
- Iskambil kâğıtlarını dağıtma
- Alâkadar olmak, ilgilenmek, iş yapmak, davranmak
- Iskambil kâğıtlarını dagıtmak
- Oldu!
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
Lair.
Cave.
Hole.
Burrow.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
to deal sth outto deal withto dealto deadento deathtoto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijendealdeal a blowdeal a blow at smbdeal a blow at smb.deal a new gamedeal indeal in a marketdeal next rowdeal outdeal smb. a blowdeadeaccessiondeacidificationdeacidifydeacon