tereddütle ne demek?
- Duraksayarak, tereddüt ederek.
- Hesitation, indecision.
tereddütlü
- Tereddüdü olan, tereddüde yol açan, duraksamalı
- Hesitant.
- Wavering.
- Faltering.
- Indecisive.
tereddüt
- Kararsızlık, duraksama
- Hesitance.
- Hesitation.
- Indecision.
- Doubt.
- Stammer.
- Wavering.
- Faltering.
- Compunction.
- Demur.