tembelliği tutmak ne demek?
Have a laze.
have
- Kabul etmek
- Göz yummak, aldatmak
- Dolandırmak
- Zorunda olmak, bulunmak
- Haiz olmak
- Malik olmak
- Buyurmak
- Anlamak, bilmek
- İzin vermek
- Doğurmak
tembellik
- Tembel olma durumu veya tembelce davranış
Inertia.
Laze.
Sloth.
Laziness.
Inaction.
Idleness.
Sluggishness.
Torpor.
Indolence.
tembellik diyarı
Cockaigne, cockayne.
tutmak
- Elde bulundurmak, ele almak
- Ele geçirmek, yakalamak
- Avlamak
- Yanında bulundurmak, alıkoymak.
- Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek
- Kaplamak
- Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak
- Denetimi ve yetkisi altına almak.
Hold up.
Get hold of.