have ne demek?
- Sahip olmak, olmak
- Elde etmek, almak
- Yapmak, etmek
- Kabul etmek
- Göz yummak, aldatmak
- Dolandırmak
- Zorunda olmak, bulunmak
- Haiz olmak
- Malik olmak
- Buyurmak
- Anlamak, bilmek
- İzin vermek
- Doğurmak
sahip
- Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik
- Herhangi bir niteliği olan kimse, ehil.
- Bir iş yapmış, üstlenmiş veya bir eser ortaya koymuş kimse
- Koruyan, arka çıkan, gözeten kimse.
- İye, sahip.
- Koruyan gözeten.
- Bir iş yapmış olan.
- Herhangi bir niteliği olan.
- Bk. iye
- Endowed with.
have a baby
- Doğurmak, bebeği olmak
have a bad name
- Kötü şöhreti olmak, adı çıkmış olmak