tecessüm etmek ne demek?
- Boyut kazanmak, cisimlenmek, belirmek.
- Görünmeye başlamak, belirmek.
- Göz önünde canlanmak.
Olay olduğu gibi gözümün önünde tecessüm ediyor.
tecessüm
- Boyut kazanma, cisimlenme.
- Görünmeye başlama, belirme.
- Göz önüne gelme, canlanma.
- Cisim şekline girmek. Maddeleşmek. Göz önüne gelmek. Mücessem olup görünmek. Cisimleşmek.
- Assuming a bodily form.
- Embodiment.
- Becoming tangible.
- Appearance.
- Becoming apparent.
tecessümi hayal
- Hayal görme. (Osmanlıca'da yazılışı: tecessüm-i hayâl)
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.