tecessüs ne demek?
- Belli etmeden kendini ilgilendirmeyen şeyleri öğrenmeye çalışma
Yahya Kemal tecessüsü, üstelemeyi Doğuluların bir kusuru olarak görür.
S. Birsel - Merakını gidermeye çalışma, görme, anlama merakı
Yenemediğim bir tecessüs beni, bu iki sefilin yanına kadar sürükledi.
Y. K. KaraosmanoğluBütün dikkat ve tecessüsümle etrafımda bir an evvel muayyeniyet yaratmaya çalışıyordum.
K. Bilbaşar - Gizlice araştırmak. Gizlice bakmak.
- Araştırma, tahkik, tetkik
- Prying curiosity.
- Nosiness.
- Snoopiness.
- Spying.
tecessüsat
- (Tecessüs. C.) Tecessüsler, araştırmalar. Gözetlemeler. (Osmanlıca'da yazılışı: tecessüsât)
tecessüskar
- Gizliden araştıran, meraklı. (Osmanlıca'da yazılışı: tecessüskâr)