tazmin etmek ne demek?
- Zarar gidermek.
Indemnify.
Recompense.
To compensate.
To indemnify.
To make up for.
To recoup.
zarar
- Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat
Average.
Cost.
Damage.
Detriment.
Disadvantage.
Disservice.
Encroachment.
Evil.
Forfeit.
tazmin ilkesi
- Bk. Kaldor-Hicks ölçütü
tazmin
- Zararı ödeme.
- Kefil olmak.
Compensation.
Indemnity.
Recovery.
Restitution.
Satisfaction.
Indemnification.
Making good or loss.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tazmin ilkesitazmintazminattazminat almaktazminat davasıtazminat istemitazminat olaraktazminat ödemektazminat vermektazmini gereken olaytazmidtazmania monstertazmanya canavarıtazmanyalıtaztazaccutazaccurtazaffürtazallületmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme