tariküs salat ne demek?

  1. Namaz kılmayı terketmiş olan kimse.(Çok tembellerden ve tarik-üs salatlardan işitiyoruz; diyorlar ki: Cenab-ı Hakk'ın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var ki, Kur'an'da çok şiddet ve ısrar ile ibadeti terkedeni zecredip Cehennem gibi dehşetli bir ceza ile tehdit ediyor. İtidalli ve istikametli ve adaletli olan ifade-i Kur'aniyeye nasıl yakışıyor ki, ehemmiyetsiz bir cüz'i hataya karşı, nihayet şiddeti gösteriyor?Elcevab: Evet, Cenab-ı Hak, senin ibadetine, belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen, ibadete muhta--cşi--n; manen hastasın. İbadet ise, manevi yaralarına tiryaklar hükmünde olduğunu çok risalelerde isbat etmişiz. Acaba bir hasta, o hastalık hakkında, şefkatli bir hekimin ona nafi' ilaçları içirmek hususunda ettiği ısrara mukabil, hekime dese: Senin ne ihtiyacın var, bana böyle ısrar ediyorsun?.. Ne kadar manasız olduğunu anlarsın.Amma Kur'anın, terk-i ibadet hakkında şiddetli tehdidatı ve dehşetli cezaları ise; nasılki bir Padişah, raiyetinin hukukunu muhafaza etmek için; adi bir adamın, raiyetinin hukukuna zarar veren bir hatasına göre, şiddetli cezaya çarpar. Öyle de; ibadeti ve namazı terk eden adam, Sultan-ı Ezel ve Ebedin raiyeti hükmünde olan mevcudatın hukukuna ehemmiyetli bir tecavüz ve manevi bir zulüm eder. Çünkü; mevcudatın kemalleri, Sania müteveccih yüzlerinde tesbih ve ibadet ile tezahür eder. İbadeti terkeden, mevcudatın ibadetini görmez ve göremez. Belki de inkar eder. O vakit ibadet ve tesbih noktasında yüksek makamda bulunan ve herbiri birer mektub-u Samedani ve birer ayine-i Esma-i Rabbaniye olan mevcudatı ali makamlarından tenzil ettiğinden ve ehemmiyetsiz, vazifesiz, camid, perişan bir vaziyette telakki ettiğinden, mevcudatı tahkir eder; kemalatını inkar ve tecavüz eder. Evet herkes; kainatı kendi ayinesiyle görür. Cenab-ı Hak, insanı, kainat için bir mikyas, bir mizan suretinde yaratmıştır. Her insan için, bu alemden hususi bir alem vermiş. O alemin rengini, o insanın i'tikad-ı kalbisine göre gösteriyor. Mesela; gayet me'yus ve matemli olarak ağlayan bir insan, mevcudatı ağlar ve me'yus suretinde görür... gayet sürurlu ve neş'eli, müjdeli ve kemal-i neş'esinden gülen bir adam; kainatı neş'eli, güler gördüğü gibi, mütefekkirane ve ciddi bir surette ibadet ve tesbih eden adam; mevcudatın hakikaten mevcud ve muhakkak olan ibadet ve tesbihatlarını bir derece keşfeder ve görür.. gafletle veya inkarla ibadeti terkeden adam; mevcudatı, hakikat-ı kemalatına tamamiyle zıd ve muhalif ve hata bir surette tevehhüm eder ve manen onların hukukuna tecavüz eder. Hem o tarik-üs-salat, kendi kendine malik olmadığı için, kendi malikinin bir abdi olan kendi nefsine zulmeder. Onun maliki, o abdinin hakkını onun nefs-i emmaresinden almak için, dehşetli tehdit eder. Hem netice-i hilkatı ve gaye-i fıtratı olan ibadeti terk ettiğinden, hikmet-i İlahiyeye ve meşiet-i Rabbaniyeye karşı bir tecavüz hükmüne geçer. Onun için cezaya çarpılır.Elhasıl: İbadeti terkeden, hem kendi nefsine zulmeder; -nefs ise, Cenab-ı Hakk'ın abdi ve memlüküdür- hem kainatın hukuk-u kemalatına karşı bir tecavüz, bir zulümdür. Evet, nasılki küfür mevcudata karşı bir tahkirdir; terk-i ibadet dahi, kainatın kemalatını bir inkardır. Hem hikmet-i İlahiyyeye karşı bir tecavüz olduğundan, dehşetli tehdide, şiddetli cezaya müstahak olur.İşte bu istihkakı ve mezkur hakikatı ifade etmek için, Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan; mu'cizane bir surette o şiddetli tarz-ı ifadeyi ihtiyar ederek, tam tamına hakikat-ı belagat olan mutabık-ı mukteza-yı hale mutabakat ediyor. L.) (Osmanlıca'da yazılışı: târik-üs salât)

tarik

  1. Yol.
  2. Bk. yol
  3. Terk eden, bırakan, vazgeçen.
  4. Karanlık.
  5. Terkeden, vazgeçen, bırakan. (Osmanlıca'da yazılışı: târik)
  6. Şaraba biraz su katmak. (Osmanlıca'da yazılışı: ta'rik)
  7. (en)Road.
  8. (en)Profession.
  9. (en)Path.
  10. (en)Line.

tarika

  1. Müzikte kullanılan peşrev sözcüğünün daha önceki adı.

salat

  1. Hz. Muhammed’e sevgi ve saygı göstermek, onu övmek, şefaatine erişmek amacıyla okunan dua
  2. Namaz.
  3. Hz. Muhammed'in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua.
  4. Dayanışma, yardımlaşma, destekleme.
  5. Dua, rahmet.
  6. Belirli vakitlerde Kur'an'da emredildiği tarzda ve Hz. Peygamber'in tarifi vechi ile yapılan ibadet.
  7. (en)The second pillar of Islam is prayer; a prescribed liturgy performed five times a day and oriented toward Mecca.
  8. (en)Obligatory or supererogatory prayers.
  9. (en)Prayers.
  10. (en)Islamic prayer, synonymous with namaz.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tariktarikatarikattarikat ileri gelenitarikat kuralıtaribtarictaridtaridetarifsalatsalatasalata barısalata çatalisalata kasesisalata sosusalata tabagisalata tabağısalata yağısalatalarsalasala binmekSala hücrelerisala yüklemeksalaa
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın