salaa ne demek?
- Tepenin saçı dökülüp açık kalan yeri.
salaam
- Selâm, temenna
- Selamlamak, selâm vermek, temenna etmek.
- Selamlamak, selam vermek
sala
- Müslümanları bayram veya cuma namazına çağırmak, bazı yerlerde cenaze için kılınacak namazı haber vermek amacıyla minarelerde okunan dua
- Sırayla ekimde, köyce ekime ayrılan yer.
- Küçük başlı kadın.SA'LA : Zaid dişli kadın. (Müz: Es'al) (Osmanlıca'da yazılışı: sa'la)
- Namaza davet için çağırmak. Minarede okunan salavat, dua. (Kelimenin aslı "Essalat" veya "Salat" dır.) (Osmanlıca'da yazılışı: salâ)
- Kellik. Baş tepesinin saçı dökülüp açık olması.
- Bela, afet. (Osmanlıca'da yazılışı: sal'a)
- Cinda at end of 19th century involved in dealings with Germans.
- Or Salavana, the grove of sal trees near Kusinagara, the place of the Buddha's death.
- Music, a song, to sing, to play music, to make music.