takılmak ne demek?

  1. Takma işi yapılmak

    Kendisine bu ad takılmış, takıldığı gibi de kalmıştır.

    M. Ş. Esendal
  2. Denge bozulacak bir biçimde bir yere dokunup aksaklık ortaya çıkmak

    Önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı.

    O. C. Kaygılı
  3. Bir yerde bir süre kalmak

    İğne bir müddetten beri plağın bozuk yerine takılmış, ha babam ha, bir melodiyi tekrar edip duruyordu.

    H. Taner
  4. Olumsuz veya aksayan, eksik bir yanını görerek üstünde durmak

    Bu soru kafasına takıldıkça gülüşü mide spazmı geçirir gibi oluyordu.

    T. Buğra
  5. Kızdırmak, üzmek, şaşırtmak amacıyla şaka yollu konuşmak

    İstasyon memuru onun şehre seyrek indiğini bildiğinden her seferinde takılır.

    H. Taner
  6. Karşı cins ile ilişki kurmayı veya arkadaş olmayı istemek.
  7. Sataşmak, söz atmak.
  8. Rolünü şaşırmak, duraksamak, unutmak.
  9. (en)Pull smb.'s leg.
  10. (en)Be attached.
  11. (en)Be affixed.
  12. (en)Catch.
  13. (en)Hook.
  14. (en)Hang out.
  15. (en)Stick.
  16. (en)Stick around.
  17. (en)Chip.
  18. (en)Tease.
  19. (en)Banter.
  20. (en)Chaff.
  21. (en)Haunt.
  22. (en)Impose oneself on.
  23. (en)Jam in.
  24. (en)Jolly.
  25. (en)Josh.
  26. (en)Lark.
  27. (en)Lark about.
  28. (en)Lark around.
  29. (en)Lock.
  30. (en)Lock on.
  31. (en)Rally.
  32. (en)Snag.
  33. (en)Sport.
  34. (en)Consort.
  35. (en)Dabble.
  36. (en)Jest.
  37. (en)Joke.
  38. (en)Lodge.
  39. (en)Trip.
  40. (en)To be tangled up.
  41. (en)To attach oneself to a person.
  42. (en)To annoy with ridicule.
  43. (en)To deride.
  44. (en)To be attached.
  45. (en)To be fastened.
  46. (en)To get caught.
  47. (en)To catch.
  48. (en)To banter.
  49. (en)To chaff.
  50. (en)To josh.
  51. (en)To tease.
  52. (en)To jest.
  53. (en)To joke.
  54. (en)To kid.
  55. (en)To hang out.
  56. (en)To frequent.
  57. (en)To haunt.
  58. (en)To go round with sb.
  59. (en)To go about with sb.
  60. (en)To hobnob.
  61. (en)To consort.
  62. (en)To dabble.
  63. (en)To be fastened to.
  64. (en)To be attached to.
  65. (en)To be affixed to.
  66. (en)To be put on.
  67. (en)To be pinned to.
  68. (en)To be hung on.
  69. (en)To kid plat.
  70. (en)Seize, seize up.

takma

  1. Gerçeğinin yerine konulan, eğreti
  2. Takmak işi.
  3. Boş ya da dolu filmin alıcı, gösterici, basım aygıtı, vb. aygıtlara yerleştirilmesi, filmin düzgün biçimde geçişi için dişlilere, makaralara, yataklara konması, büklüm yapılması gibi işlerin tümü.
  4. (en)Artificial.
  5. (en)False.
  6. (en)Attachable.
  7. (en)Postiche.
  8. (en)Assumed.
  9. (en)Bye-.
  10. (en)Pseudo-.

takılma

  1. Takılmak işi
  2. (en)Lark.
  3. (en)Trip.
  4. (en)Banter.
  5. (en)Chaff.
  6. (en)Leg pulling.
  7. (en)Leg pull.
  8. (en)Persiflage.
  9. (en)Tease.

takılmamak

  1. (en)(neg. form of takılmak) be attached, be affixed, catch, hook, hang out, stick, stick around, chip, tease, banter, kid, chaff, guy, haunt, impose oneself on, jam, jam in, jolly, josh, lark, lark about, lark around, lock, lock on, rally, rib, rot, snag, sport.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

takılmatakılmamaktakılmayı seven kimsetakılmıştakılan kancatakılan kimsetakılandırılmıştakıldaktakılgantakıtakı muallatakıcı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın