tılsımı bozmak ne demek?
- Break the spell.
break
- Uymamak (kanuna)
- Kırmak, parçalamak
- İhlal etmek, riayet etmemek
- Bir yerini kırmak, yaralamak
- Bozmak, araya girmek
- Sona erdirmek, bitirmek
- Nüfuz etmek, içine girmek
- İflas ettirmek
- Bozdurmak (para)
- Kaçmak, firar etmek
tılsımı kainat
- Kainatın tılsımı, kainattaki anlaşılması zor olup herkesin yalnız kendi akliyle bilemeyeceği gizli ve ince hakikatlar. (Osmanlıca'da yazılışı: tılsım-ı kâinat)
tılsımı muğlak
- Anlaşılması zor, kapalı gizli şey. (Osmanlıca'da yazılışı: tılsım-ı muğlak)
bozmak
- Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek.
- Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak
- Dokunmak, zarar vermek.
- Geçersiz bir duruma getirmek
- Büyük parayı küçük birimlere ayırmak.
- Bozguna uğratmak, yenmek, mağlup etmek.
- Altını paraya çevirmek, bozdurmak.
- Yabancı ülke parasını Türk parasına çevirmek.
- Bk. karıştırmak
- Gum up.