tıkamak ne demek?

  1. Bir şeyin ağzını, deliğini, içine konulan veya dışarıdan uygulanan bir nesneyle kapamak

    Camına vurdular, açtı, Ahmet kızın ağzına bir mendil tıkadı.

    S. F. Abasıyanık
  2. Yol, su, geçit vb. şeyleri bir engelle işlemez, akmaz, geçilmez duruma getirmek.
  3. (en)Hold.
  4. (en)Obturate.
  5. (en)Occlude.
  6. (en)Plug up.
  7. (en)Seal off.
  8. (en)Spike.
  9. (en)Spile.
  10. (en)Obliterate.
  11. (en)Stopple.
  12. (en)Tampon.
  13. (en)Chock.
  14. (en)Cover.
  15. (en)To plug.
  16. (en)To stop.
  17. (en)To clog.
  18. (en)To congest.
  19. (en)To obstruct.
  20. (en)To stuff.
  21. (en)To block.
  22. (en)To lock.
  23. (en)To stopple.
  24. (en)To cork.
  25. (en)To seal.
  26. (en)To tamp.
  27. (en)To shut in.
  28. (en)To shut down.
  29. (en)To occlude.
  30. (en)To obturate.
  31. (en)To jam.
  32. (en)To smother.
  33. (en)Close.
  34. (en)Cram.
  35. (en)Trap.
  36. (en)Stop.
  37. (en)Plug.
  38. (en)Choke up.
  39. (en)Choke.
  40. (en)Obstruct.
  41. (en)Block.
  42. (en)Block up.
  43. (en)Stop up.
  44. (en)Clog.
  45. (en)Stuff.
  46. (en)Bung.
  47. (en)Bung up.
  48. (en)Congest.
  49. (en)Engorge.
  50. (en)Foul.
  51. (en)Foul up.
  52. (en)Glut.

tıkama

  1. Tıkamak işi
  2. Kaplanmış, örtülmüş yüzeylerin gözeneklerini, mekanik ya da özdekle dolduruptıkamak için yapılan işlem.
  3. (en)Plugging.
  4. (en)Stopping.
  5. (en)Obstruction.
  6. (en)Choking up.
  7. (en)Stoppage.
  8. (en)Obturation.
  9. (en)Occlusion.
  10. (en)Sealing.

tıkama kangalı

  1. Direncinin düşük olmasına karşın dalgalı akım çelisi yüksek olan bir akım kangalı.
  2. Direncinin düşük olmasına karşın dalgalı akım çelisi yüksek olan bir akım kangalı.
  3. (en)Choke coil.
  4. (al)Drosselpule
  5. (fr)Bobine de protection, bobine de reactance

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tıkamatıkama kangalıtıkama kondansatörütıkamalıtıkamamaktıkatıka basatıka basa doldurmaktıka basa dolutıka basa doymaktıktık açılantık açılırtık paratık para vermek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın