stretch ne demek?
- Uzatmak
- Sermek, germek, yaymak
- Çekip uzatmak
- Abartmak, mübalağa etmek, büyütmek
- Yere sermek
- Gerinmek
- Gerilmek, yayılmak serilmek
- Açılmak
- Uzamak
- Germe geriliş
- Gerginlik
- Geniş yer
- Sıra ile uzanan şey
- Uzam
- Aralıksız süre
- Dönemeçli koşu yolunun düz kısmı
- (argo) hapis süresi
- Gerilebilen
- Yeterli gelmek, arayı açmak
uzatmak
- Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak.
- Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
- Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
- Germek.
- Konuşmayı sürdürmek
- Vermek, göndermek.
- Süreyi artırmak, temdit etmek
- Extend.
- Prolong.
- Lengthen.
stretch a rule
- Kuralı harfi harfine uygulamamak, kuralın bir kısmını görmezlikten gelmek.
stretch forming
- Uzatarak, gererek şekillendirme