strait ne demek?
- Dar yer
- Geçit, boğaz
- Darboğaz, sıkıntı, yokluk
- Üzüntü
- Şişenin ağza yakın olan dar bölümü
dar
- İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı.
- Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz
- Az, elverişsiz, sınırlı.
- Sıkıntılı
- Yetersiz.
- Güçlükle, ucu ucuna, ancak
- İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk.
- Yurt.
- Ev.
- Darağacı. İdama mahkum olanların asıldığı sehba.
strait jacket
- Deli gömleği
strait laced
- Mutaassıp, dar görüşlü
- Tutucu, bağnaz