standup ne demek?
- Dik
- Ayakta durarak yapılan.
dik
- Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
- Eğimi dike yakın olan
- Yatık durmayan, sert.
- Sert, kalın, tok (ses)
- Sert (bakış).
- Ters, aksi (söz).
- Kaba, yersiz (davranış)
- Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş.
- Bk.dikme.
- Yatay bir düzleme göre yerçekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan.
stand
- (açık havada bulunan geçici) sahne. stand (sergi yeri)
- Katlanmak, direnmek, göğüs germek, karşı koymak
- Kullanılmadığı zamanlarda gitarı dengede tutmak için altına yerleştirilen sehpa.
- Act of standing; halt; position; stance, point of view; defensive effort; raised platform; kiosk which sells or distributes items; taxi station; piece of furniture on which items are stored or displayed; seat for witnesses during a court trial.
- Durmak, ayakta kalmak
- Ayakta durmak
- Kalmak, baki kalmak
- Sebat etmek, tahammül etmek, çekmek, dayanmak
- Sabit olmak
- Inat etmek, ayak diremek
stand a chance
- Eline fırsat geçmek, şansı olmak