stand ne demek?
- Durmak, ayakta kalmak
- Ayakta durmak
- (açık havada bulunan geçici) sahne. stand (sergi yeri)
- Kalmak, baki kalmak
- Sebat etmek, tahammül etmek, çekmek, dayanmak
- Sabit olmak
- Inat etmek, ayak diremek
- Olmak, bulunmak
- Durmak
- Katlanmak, direnmek, göğüs germek, karşı koymak
- Dikilmek, kalmak, durmak, bulunmak
- Uymak, uygun gelmek
- Aday olmak
- Gitmek, yol tutmak, doğrulmak
- Belirli bir ölçü uzunluğunda olmak
- Kalkmak, dikilmek
- Muteber kalmak
- Durdurmak, dikmek
- Ayakta kalmak. (up) ayağa kalkmak
- Yön göstermek
- Kullanılmadığı zamanlarda gitarı dengede tutmak için altına yerleştirilen sehpa.
- Duruş
- Durak, durulacak yer
- Durum
- Saksı koymaya mahsus sehpa veya ayaklık
- Portmanto
- Satış tezgâhı veya masası, işporta
- Satıcının durduğu yer
- Tribün
- Mahkemede şahit yeri
- Bir kimsenin bulunduğu yer
- Işlemez durum, çıkmaz
- Turnedeki tiyatro ekibinin kısa bir zaman kaldığı şehir
- Ormanda yetişen ağaçlar
- Belirli bir tarlada bulunan ekin
- Takım
- Act of standing; halt; position; stance, point of view; defensive effort; raised platform; kiosk which sells or distributes items; taxi station; piece of furniture on which items are stored or displayed; seat for witnesses during a court trial.
stand a chance
- Eline fırsat geçmek, şansı olmak
stand a drink
- Içki ısmarlamak