stance ne demek?
- Duruş
- Tutum
- Golfta topu çelerken bacakların aldığı vaziyet.
- Duruş, durum, vaziyet
duruş
- Durma işi veya biçimi
- Fotoğraf plaklarının, resmi alınacak cisme gösterilip tekrar kapatılması; ırakgörüre yerleştirilmiş plak kapağının açılıp resmin çekilmesi ve kapağın yeniden kapatılması.
- Doğum sırasında yavrunun baş, bacaklar ve kuyruk gibi kısımlarının gövdeye göre duruşu, postür. 2. Bedenin genel duruşu.
- Position.
- Pose.
- Stand.
- Stance.
- Attitude.
- Carriage.
- Hang.
stanch
- Durdurmak
- Kanı durdurmak
- Hava ve su geçirmez
- Bkz. staunch
- Kesmek (kan vb.)
- Güvenilir, emin, sadık, sağlam
stanchion
- Direk, destek, ayak, dayak, payanda
- Ahırdaki hayvanları muhafaza için hayvanların boyunlarının iki tarafına konulan direk
- Puntal
- Hayvanların boyunlarının iki yanına direk koyarak çıkmalarına engel olmak.
- Desteklemek, taşımak, tutmak