spread out the table ne demek?

  1. Sofrayı kurmak, masayı kurmak

spread

  1. Yaymak, sermek, açmak
  2. Uzatmak, döşemek, iki yana açmak, ayırmak, bulaştırmak, uzanmak, göz alabildiğine uzanmak, açılmak, sürülmek
  3. Alabildiğine açmak
  4. Dağıtmak, saçmak, neşretmek
  5. Sirayet ettirmek, bulaştırmak
  6. Ayırmak
  7. Üzerine sermek, kaplamak
  8. Sürmek
  9. Kurmak (sofra)
  10. Yayılmak, serilmek

spread abroad

  1. Yaymak (dedikodu vb.), herkese yaymak

out

  1. Dışarı çıkarmak, çıkarmak, dışarı atmak, kovmak, nakavt etmek
  2. Ünlem,, dışarı dışarıda
  3. Dışarıya
  4. Dışında
  5. Arasından
  6. Meydana, ortaya
  7. Sız (kalmış)
  8. Bütün bütün, tamamen: sonuna kadar
  9. Yüksek sesle
  10. Edat dışarıya, dışarıda

the

  1. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
  2. O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
  3. Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

spreadspread abroadspread eaglespread eagleismspread it thickspread its wingsspread like wildfirespread o.s. thinspread of landspread oneselfsprsprachschulesprachunterrichtspragsprainoutout and aboutout and awayout and homeout and outout and outerout at elbowsout at heelsout at the elbowsout backououabainouahtouakarioubliette
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın