out ne demek?
- Dışarı çıkarmak, çıkarmak, dışarı atmak, kovmak, nakavt etmek
- Ünlem,, dışarı dışarıda
- Dışarıya
- Dışında
- Arasından
- Meydana, ortaya
- Sız (kalmış)
- Bütün bütün, tamamen: sonuna kadar
- Yüksek sesle
- Edat dışarıya, dışarıda
- Işinden çıkarılmış yenik parti üyesi
- Bahane, çözüm yolu
- Beysbol vurucunun sırasının bitmesi
- Muhalif kimse
- Matb
- Dışarı!, defol!, çık dışarı!
out and about
- Ayağa kalkacak kadar iyileşmiş
- Hastalıktan kalkmış
out and away
- Pek çok, fersah fersah