spout hole ne demek?
- Balinanın su fışkırtma deliği
spout of a fountain
- Lüle
spout
- Fışkırtmak, kuvvetle dışarıya atmak
- Heyecanla okumak: fışkırmak, feveran etmek
- Dili
- Fışkırtmak, püskürtmek, ezbere okumak, heyecanla okumak, yüksek sesle okumak, fışkırmak, püskürmek, tumturaklı konuşmak
hole
- Kazmak
- Deliğe sokmak, deliğe girmek
- Yuvasına girmek
- Kapanmak, köşesine çekilmek
- Delmek, delik açmak
- Delik
- Boşluk
- Çukur
- Mağara, in
- İn gibi yer