sonucundan emin olmak ne demek?
- Have it made.
have
- Kabul etmek
- Göz yummak, aldatmak
- Dolandırmak
- Zorunda olmak, bulunmak
- Haiz olmak
- Malik olmak
- Buyurmak
- Anlamak, bilmek
- İzin vermek
- Doğurmak
sonucun öncülü
- G formülü, F1, F2, ..., Fn formüllerinin bir mantıksal sonucu ise F1, F2, ..., Fnlerin her birine G için bir öncül denir.
- Premise.
- Prémisse
sonucu belirlemek
- Turn the scale.
emin
- Emanet olarak idare edilen dairelerin başı.
- Şüpheye düşmeyen, kati olarak bilen.
- İnanan, güvenen.
- Osmanlı imparatorluğunda bazı devlet görevlerindeki sorumlu kişi.
- Sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz.
- Şüphesi olmayan.
- Güvenli.
- Kuşkusu olmayan.
- İnanılır, güvenilir.
- Emniyette olan.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.