son on yıl ne demek?
Last decade
last
- Sonuncu
- Dayanmak, yetmek
- En son, son olarak
- Son
- Sürmek, devam etmek
- Geçen, önceki, evvelki
- En sonraki, en gerideki
- Kundura kalıbı
- Sürmek, baki olmak, devam etmek, dayanmak
- Bozulmamak, bitmemek, tükenmemek
son oniki yazar
The Minor Prophets.
son of
- Ben
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
-one.
Deca-.
In progress; proceeding; as, a game is on.
In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
yıl
- Yer yuvarlağının, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman.
- Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene
- Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre
- Bir gezegenin güneş çevresindeki dolanım süresi.
- Güneş'in ilkbahar noktasından art arda iki geçişi arasında kalan zaman süresi ; Yer'in Güneş çevresinde bir kez dolanması için geçen zaman.
Year sene.
Year.
Année
Türetilmiş Kelimeler (bis)
son oniki yazarson ofson of a bitchson of a gunson of noahson olaraksonson adamson ağırlıkson anson and heirson andason anda çözüm bularak kurtulmakson anda kurtarışson anda yetişmekson antik komedyasoso amazed toso and soso asso as toonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak