on a charge of murder ne demek?
- Cinayet suçlaması ile
cinayet
- Adam öldürme
- Adam öldürme derecesinde ağır suç.
- Adam öldürmek, katl. (Bak: Cani)
- Criminal.
- Murder.
- Homicide.
- Killing.
- Crime.
- Enormity.
- Felony.
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
on a daily basis
- Günlük olarak, her gün
a
- Ülke, kurum ve yatırım araçlarının yüksek güvenilirlik aralığını gösteren ve derecelendirme kuruluşu tarafından verilen not. A'nın sayıları arttıkça güvenilirlik derecesi yükselir; işaret değişiklikleri her bir konum için olumlu veya olumsuz gelişmelere işaret eder (AA, AAA, A+, AA- vb).
- Yunanca yokluk ifade eden ön ek.
- Amper.
- Anot.
- Angström.
- Argon simgesi. (II)
- Kazanılmış bağışıklık yetmezlik sendromu.
- Bk. adres çözünümü iletişim kuralı
- AIDS.
- Association of Research-based Pharmaceutical Companies.
charge
- Şarj etmek
- Suçlamak, sorumlu tutmak
- Ödetmek, kredi kartından almak
- Suçlamak, üzerine atmak, saldırmak, hücum etmek
- Itham etmek, mesul tutmak
- Yüklemek, doldurmak
- (hizmet karşılığında ödenen) ücret
- Tembihlemek, bilgi vermek, aydınlatmak
- Doldurmak (tüfek, top, ocak vb)
- Doyurmak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
onon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleon a par withoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmakaa 1a alfa lipoproteinemia b basımıa b c basımıa b dizilemesia b sarmasıa bad hata bad marka bad sailorababaaba güreşiabacıabacılık